El Muin : Yardım eden | Esma’ül Hüsna

 El Muin : Yardım eden | Esma’ül Hüsna

EL MUİN : Kullarına yardım eden, maddi ve manevi yardımıyla destekleyen, yardımcı.

Allah (c.c.) tüm yarattıklarının yardımcısıdır, onlara yardım edendir. Allah (c.c.) ’ın yardımcıya ihtiyacı yoktur.

Allah (c.c.) ’ın yardımı insanın başlama noktası olan ilk zerreden başlar.

“Ey insanlar! Allah’a muhtaç olan sizlersiniz. Allah ise hiçbir şeye muhtaç değildir ve mutlak kemaliyle hep övgüye lâyık olan O’dur.” (Fatır, 15)

İnsan muhtaç olarak yaratılmıştır. Her zaman Allah (c.c.) ’ın yardımına muhtaçtır, ancak O’nun (cc) yardımıyla felaha erer.

İnsan fıtrat itibariyle sürekli ihtiyaç halinde ve bir arayış içindedir. Kendisine yardım edecek; acziyetini kudretiyle, zayıflığını gücüyle, ihtiyacını zenginliğiyle giderecek arayış içindedir.

Bu arayışı gidermek için insanlar iki yolu tercih ederler;

Ya Allah (c.c.)  ’a yönelir ve O’ndan yardım ister;

“(Hatırlayın!) Hani siz Rabbinizden yardım istemiştiniz. O da: ‘Şüphesiz ki peş peşe inen bin melekle sizi destekleyeceğim.’ diye duanıza icabet etmişti.” (Enfâl, 9)

“(Nuh) Rabbine dua etti: ‘Şüphesiz ki ben, yenik düştüm, (bana yardım et ve onlardan) intikam al.’ Biz de göğün kapılarını ‘kesintisiz ve sağanak hâlinde yağan’ bir suyla açtık.” (Kamer, 10-11)

Allah (c.c.)  ‘ın yardımı için, kalplerin Allah’a (cc) bağlanması, her şeyi O’ndan bilmesi, yalnızca O’ndan beklemesi, yalnızca O’na kulluk etmesi gerekir.

Ya da şeytanın saptırdığı ve yardım ihtiyacını Allah’ın (cc) dışındaki varlıklara yönlendirenlerdir;

“Kendilerine yardım olunur umuduyla, Allah’ın dışında ilahlar edindiler. (İlah edindikleri) onlara yardıma güç yetiremez. Onlarsa (müşriklerin kendisi) ilah edindikleri için hazır edilmiş askerdirler.”(Yâsîn, 74-75)

Şeytanın saptırması ile insanların türbelerden ve yatırlardan vb. gibi yerlerden yardım talebi bu yöndedir.

Kur’ân ve sünneti ışığında ilahi yardım usulleri şöyle sıralanabilir:

Allah (cc), yardım edenlerin en hayırlısıdır:

“(Hayır, öyle değil!) Sizin dostunuz Allah’tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.” (Âl-i İmran, 150)

Allah’ın (cc) yardımı kula yeter:

“Allah, düşmanlarınızı en iyi bilendir. (Düşmanlarınıza karşı size) dost olarak da Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter.” (Nîsa, 45)

“… Yol gösteren ve yardım eden olarak Rabbin yeter.” (Furkân, 31)

Allah (cc), en güzel yardımcıdır:

“… O, sizin Mevla’nızdır. Ne güzel bir dost ve ne güzel bir yardımcı!” (Hac, 78)

 Allah’ın (cc) yardım ettiğine kimse zarar veremez:

“Şayet Allah size yardım ederse sizi yenecek hiç kimse yoktur. Sizi yardımsız bırakacak olursa (Allah’a rağmen) size yardım edecek kim vardır? Müminler yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.” (Âl-i İmran, 160)

Allah (c.c.)  ’ın yardımına güvenen ve bundan cesaret alan Mü’min, ilahi yardımı elde ettikleri takdirde imkanın, sayının ve gücün, Allah (c.c.) ’ın bu yardım karşısında bir hiç olduğuna inanır.

Allah’ın (cc) yardımı sınırlandırılmaz, sabırla beklenir:

“… Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır…” (Fetih, 4)

Göklerde ve yerde ne varsa Allah (c.c.)  ’ın mülküdür.

Her varlık O’nun kudret ve azametine boyun eğmiştir.

Allah (cc) dilerse hiçbir iş zor değildir, her şey O’nun ol demesine bağlıdır.

Allah (c.c.) dilerse havada kendi halinde uçan kuşlar, birer orduya dönüşüverir, fil ordularını bugünün en güçlü ordularını yerle bir eder.

Allah (cc) dilerse haşerat, azgınları cezalandıran birer orduya dönüşebilir.

Allah’ın (cc) yardımı, O’nun ilim ve hikmetine tabidir.

Bazen yardım zaferdir; düşmana galip geliriz.

Bazen yardım sebattır; son nefese kadar İslam üzere sebat ederiz.

Bazen yardım sabırdır; zulüm ve baskılara sabırla direnir davamızdan dönmeyiz.

Bazen yardım ölümdür; yaşamanın fitnesinden ve şerrinden ölümle korunuruz…

“Sizden önceki toplumların başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onların başına çeşitli yoksulluklar ve musibetler geldi. Öylesine sarsıldılar ki; (sonunda) Resûl ve onunla beraber olan müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” dediler. Dikkat edin! Şüphesiz ki Allah’ın yardımı yakındır. “(Bakara, 214)

“Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ın yardımı iledir. Onlar için üzülme. Kurdukları tuzaklar nedeniyle de sıkıntıya düşme.” (Nahl, 127)

“Allah’ın yardımıyla… O dilediğine yardım eder. O, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (kullarına karşı merhametli olan) Er-Rahîm’dir.” (Rûm, 5)

Allah’ın (cc) yardımı onu isteyene ve hak edene verilir:

“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyin…” (Bakara, 153)

Yüce Allah,  dilediğine dilediği kadar yardım eder; ancak O (cc), yardımını bir kurala bağlamıştır. Yardıma nail olmak isteyen sözlü ve fiilî olarak yardım talebinde bulunmalıdır. Sözlü talep, duadır. Fiilî talep ise yardıma nail olma şartlarını yerine getirmektir.

Yardıma nail olmak için:

İman etmiş olmak ve imanı bozan şirkten sakınmak gerekir:

“Andolsun ki, senden önce de kavimlerine resûller göndermiştik. Onlara apaçık delillerle gelmişlerdi. (Onlara karşı çıkan) suçlu günahkârlardan intikam almıştık. Müminlere yardım etmek, bizim üzerimize bir haktır.” (Rûm, 47)

“Hiç kuşkusuz biz, resûllerimize ve müminlere dünya hayatında ve şahitlerin (şahitlik etmek için) ayağa kalktığı (kıyamet) gününde yardım ederiz.” (Mü’min, 51)

Allah’ın (cc) dinine yardım etmek gerekir:

“… Elbette Allah, kendisine yardım edene yardım edecektir…” (Hac, 40)

“Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz, (Allah da) size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” (Muhammed, 7)

“Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Meryem oğlu İsa’nın, Havarilere: ‘Allah’a (giden yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?’ demesi gibi. Havariler dediler ki: ‘Bizler, Allah’ın (dininin) yardımcılarıyız.’ İsrailoğullarından bir grup iman etti, bir grup da kâfir oldu. Biz, iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.” (Saff, 14)

Mümin kendisine şu soruyu sorması gerekir: Ben, bu dine nasıl yardım edebilirim?

İnsanların yardımsız bırakması, Allah’ın (cc) yardımsız bırakması değildir:

“(Her dönemde) ümmetimden hak üzere olan, galip bir topluluk bulunacaktır. Onlara muhalefet eden ve onları yardımsız bırakanlar onlara zarar vermeyecektir.” (Buhari 3641, Müslim 1037)

Yardım yalnızca Allah (cc) katındadır:

“… Zafer, yalnız güçlü ve hikmet sahibi Allah katından gelir..” (Al-i İmran, 126)

“… Yol gösteren ve yardım eden olarak Rabbin yeter.” (Furkân, 31)

Allah (c.c.)  ‘a teslim olanlar durum ve şartlara takılmadan, Allah’ın yardım edeceğine yakinen inanırlar. İlahi yardıma nail olurlarsa yardımı kendilerinden bilmez ve şımarmazlar. Allah (c.c.)  ’a  şükürle, kullara tevazuyla yaklaşırlar.

Allah (c.c.) ‘ın El Muin esması ile ahlaklanma;

İnsan başkalarının yardımına koşmalıdır. Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanmalıdır.

Allah (c.c.) ’ın rahmetini umarak Allah (c.c.)  ’tan yardım isteyelim.

O’nun hikmetine güvenerek, dünyamız ve ahiretimiz için en hayırlı olanı O’nun bildiğine inanarak yardım isteyelim.

DUA

Ey muhtaçlara yardım eden Allah’ım El Muin,

Yardım yalnızca senden, senin yanındandır. Göklerin ve yerin orduları sana aittir. Bize her iş ve yönelişimizde yardım et.

Bizi nefsimize havale ederek yardımsız bırakma. Senin yardımın olmadan bir başarıya ulaşmamız mümkün değildir.

“… Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizde var olan aşırılıklarımızı bağışla.  Ayaklarımızı sabit kıl. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardımcı ol.” (Âl-i İmran, 147)

“… Rabbim. Gireceğim yere doğrulukla girmemi, çıkacağım yerden doğrulukla çıkmamı sağla. Kendi katından bana (İslam’ı zafere taşıyacak) yardımcı bir kuvvet ihsan eyle.” (İsrâ, 80)

“… Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara, 286)

“… Ayaklarımızı sabit kıl! Kâfirler topluluğuna karşı bize yardımcı ol.” (Âl-i İmran, 147)

Amin