İzzet veren, ağırlayan, yücelten şeref ve haysiyet veren. Dilediğini aziz eden, izzet veren
“De ki: “Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, her şeye güç yetirensin.” (Ali İmran, 26. Ayet Meali)
Allah kimi yükseltmişse onu aziz, kimi de alçaltmışsa onu da zelil kılmıştır. Aziz veya zelil olmak dünyada geçekleştiği gibi ahirette de gerçekleşir.
İyi bilin ki siz Allah´ı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise kâfirleri rezil (ve perişan) edecektir. (Tevbe Suresi, 2. Ayet Meali)
Secde, nefsin, zilleti en ileri seviyede tattığı, buna karşılık ruh ve kalbin izzet ve şeref kazandığı en üstün bir makamdır. Kulun Rabbine en yakın olduğu haldir; Allah’a yakınlık ise en büyük bir izzettir.
“İzzet ve zillet, fakr ve servet doğrudan doğruya Cenâb-ı Hakk’ın maişetine ve iradesine bağlıdır.” (Sözler)
YA MUIZ , Ey Rabbim bizi izzetinle şereflendir. Rabbim bizi yücelt. Sen Yüceler Yücesi Sultanımızsın. Amin
YA MU’İZ, İzzetim varsa ancak senin verdiğin kadardır. Yalnız sana itaat etmenin izzetini ver bana. İzzetine ayine et fakiri. Amin
Esmaül Hüsna,en güzel isimler