Zalimlerin cezasını veren, intikam alan
Dilediğine ceza vermede şiddetli davranan, suçlulara müstahak oldukları cezaya çarptıran. Acizlerin ve zayıfların alamadıkları intikamı onların yerine zalimlerden, zorbalardan alan.
“Allah daima galiptir, öç alandır.” (Maide, 95. Ayet Meali)
Kötülüğe ceza ile mukabele eden, suçluyu lâyık olduğu şeyle cezalandıran demektir. Emir ve hükümlerini infaz eder. Hakk’ı zelil kılmağa çalışanları bir müddet belki ıslah olurlar diye geciktirip mühlet tanısa bile bir gün gelir tuttukları batıl yolda hatır ve hayale gelmez felâketlerle perişan eder.
Allah Teâlâ, her topluma, içine düştükleri şirkten ve bozulmuşluktan kurtarmak için elçiler göndermiş ve onları uyarmıştır. Allah’ın davetine uymayıp kulak tıkayanlar kendilerine gönderilen peygamberlere ve inananlara haksızlık yapmaktan geri durmayanlardan kullarına eza ve cefa çektiren kavimlerden el-Müntekım isminin tecellileri ile intikam almıştır.
“Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.” (Duhan, 16. Ayet Meali)
İntikama güç ve kudretinin yeteceğini, bir mağlubiyetinin olamayacağını, onun için de kendisi için intikam almayacağını ifade eder. Böyle olunca da; emir ve hükmü yürüten, İradesine karşı gelenleri, Hakkı alçaltmaya çalışanları hiç beklemedikleri bir yerden perişan eden, lâyık oldukları cezayı veren manasını anlamak gerekir.
Bu cezalandırma defalarca mazur gördükten sonra, onları uyarıp onlara fırsatlar erdikten sonradır. Bu şekilde gerçekleşen intikam peşin alınandan daha çetindir. Zira masiyet fazlalaşmış intikamın alınacağı suç katlanmıştır.
Cezayı hak eden davranışı hemen cezalandırmaz. Tevvab, Gaffâr, Gafur, Afüvv, Halîm, Sabûr… isimleriyle muamele eder, vaz geçmelerini bekler.
Bu esma ile biz; asla kendimiz için intikama teşebbüs etmemeliyiz. Tarzımız cezalandırmak değil affetmek, mühlet vermek, sabretmek olmalıdır.
Allah’ın (c.c) intikamına uğramaktan, kendimizden dolayı Allah’ın (c.c) umumî intikamından korkmalıyız. İnsanları da Allah’ın (c.c) intikamına karşı uyarmalıyız.
Allah’ın (c.c) hoşlanmadığı şeyleri yapmaktan, yapılmasından sakınmalıyız. Başkalarının başlarına gelenleri intikam-ı ilâhî olarak değil derecelerini yükseltmek maksadıyla gelen şeyler kabul etmeliyiz.
Kendi başımıza gelenleri belki intikam-ı ilâhî olarak değerlendirmeli ve ikaz olduğuna hükmetmeliyiz.
YA MÜNTEKİM,
Sen ki isyana ve inkara pek şiddetli karşılık verirsin
İntikamın haktır senin
Sen ki mazlumların ahını işitir ezilenlerin halini görürsün
Cehennemin haktır senin
Sen ki dilediğine rahmet eyler dilediğine azab edersin
Adaletin haktır senin
Nefsimi isyandan uzak tut
Nefsimin eline bırakma beni
Kalbimi nisyandan uzak tut
En güzel hale kalp eyle kalbimi
Zalimden ve zulümden uzak tut
Adaletine razı eyle beni
Rahmetini ver gazabından uzak tut
Lütfuna muhatap eyle beni
Amin