Anlamı, açıklaması, ilgili ayet, hadisler ve duası;
Kadri ve şanı büyük, keremi, ihsanı bol olan
Bu ism-i şerif, Mecid ismiyle aynı manadadır. Mecid ismi, Macid ismine göre daha mübalağalıdır.
“Şu muhakkak ki rabbimizin şanı çok yücedir; O, ne bir eş edinmiştir ne de çocuk.” (Cin, 3. Ayet Meali)
“Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istivâ eden; geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah’tır. Bilesiniz ki, halk da emir de yalnız O’na aiitir. Âlemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir.” (Araf, 54. Ayet Meali)
“Arş’ın sahibidir; Mecid (yüce)dir.” (Buruc, 15. Ayet Meali)
“Şüphesiz ki O, övülmeye lâyık olandır, Mecid’dir.” (Hud, 73. Ayet Meali)
Birkaç saniyede sürerek bir şehri yerle bir eden o depremler, bir anda patlayıp binlerce derecelik ısıdaki o lavlarını boşaltan bir volkan, her şeyi önüne katıp götüren seller, düştüğü anda isabet ettiği yerde ölümü getiren o yıldırımlar, her şeyi yıkıp geçen alt üst eden bir tayfun yalnızca O’nun gücünün göstergelerinden bazılarıdır.
Allah’ın kâinatta yarattığı muhteşem güzellikler de, kusursuz sistemler de O’nun şanına yaraşır bir biçimdedir.
Allah, bağışı, ihsan ve ikramı pek geniş olandır. Bu ismi bilen, her daim Allah’ı yüceltir. O’nun hakkındaki bilgisini arttırır. Allah’ın iyiliğinin güzel, bağış ve ihsanının bol, üstünlüğünün aşılmaz ve hiçbir fiilinin çirkin olmadığına kesin bir bilgiyle bakıp görüp inanır.
“Allah’ım, Bizi doğru yola kılavuzluk eden ve onu fiilen izleyen, hak yoldan sapmayan ve saptırmayan, dostlarınla barışık ve düşmanlarına dargın olan kimseler grubuna kat. Güç ve kudret ridâsına bürünüp bunu yaratıklara beyan eden, mecd ve şerefle vasıflanıp yücelen, tesbih ve tenzihe yegâne lâyık olan, lutuf, ihsan, mecd, kerem ve azamet sahibi Allahım! Seni yüceltir, seni her türlü eksiklikten tenzih ederim” (Hadis-i Şerif – Tirmizi Deʿavât 30)
Bütün nimetler, Allah’ın cömertliğini ve ihsanının bolluğunu gösterirler. Bu cihetle de el-Mecid ismi şerifine işaret ederler. Bu makamda insanın vazifesi; her nimet üzerinde Allah’ın cömertliğini görmek ve Cenab-ı Hakk’ı El-Mecid ismiyle tefekkür ve zikretmektir.
El-Mâcid¸ şan ve şeref sahibi demektir. Yüce Allah’a inanan, emir ve yasaklarına riayet eden insan da bu şereften nasiplenmiş olurlar.
Mahlûkatından dilediğine şan ve şeref verir. Kendilerine şan ve şeref verilmiş bütün kullar, El-Mecid isminin tecellisiyle bu şan ve şerefe sahip olmuşlardır. Onlarda gözüken şan ve şeref, onların zatî malı olmayıp, Mecid ismini bir tecellisidir ve el-Mecid ismiyle müsemma olan Allah’a aittir.
Kulun bu makamdaki vazifesi, Allah’ın şan ve şerefini gösteren mahluklar üzerinde tefekkür etmek; bilhassa Allah’ın yüceliğine daha çok delalet eden yıldızlar, galaksiler, güneşler gibi büyük mahluklar üzerinde düşünmek ve Allah’ın şan ve şerefini bir nebze de olsa anlamaya çalışmaktır. Bir başka vazifesi de Allah’ın bu ismiyle ahlaklanmaya çalışmalı, şeref sahibi olmalı ve iyi amellerle bu şerefi süslendirmelidir. Bunu yaptığında Mecid ismine ayna olur ve belki de bu ism-i şerifin şefaatine mazhar olur.
YA MACİD, Ey göklerde ve yerde en yüksek şân kendisine ait olan MECÎD, Şânın öyle yüce ki, Her türlü övgüye layık olan ancak Sensin. Şânın öyle yüce ki, Eşi benzeri olmayan ancak Sensin. Şânın öyle yüce ki, Her şeye gücün yeterken hemen ceza vermezsin. Şânın öyle yüce ki, Kullarına sayılamayacak nimetler bahşedersin. Şânına layık bir şekilde bağışla bizleri de. Yüceliğin karşısında secdeye kapanma şerefini bahşet bize.
Amin
Esmaül Hüsna, en güzel isimler